Sosyalist ekonomist Michael Roberts’tan 2025 öngörüsü

Michael Roberts’un 2025 Ekonomik Analizi ve Risk Değerlendirmesi

Marksist yazar-ekonomist Michael Roberts, yeni yılda dünya ekonomisini bekleyen riskleri masaya yatırdı. Roberts’a göre, kârlardaki düşüş eğilimi, faizlerin olumsuz etkisi ve finansal çöküş tehlikesi önemli konular arasında.

Roberts’ın 2025 Ekonomik Değerlendirmesi

Roberts’ın makalesine göre, küresel şirket kârları ve karlılık önemli bir gösterge olacak. Büyük şirketlerdeki kârların artması durumunda borç finansmanı ve zayıf uluslararası ticaretin bir süre daha idare edilebileceği belirtiliyor.

2024 Verileri ve Beklentiler

Roberts, ABD, Almanya, İngiltere, Japonya ve Çin’deki şirket kârlarını gözlemleyerek küresel kâr tahminleri yapıyor. Ortalama olarak küresel kârlardaki büyüme yavaşlıyor. Ancak ABD’de 2024’ün ilk çeyreğinde hala kârlarda %1,5 artış görülürken, diğer ülkelerde farklı oranlarda değişiklikler meydana geldi.

Kârların Geleceği

2025’te kârların artıp artmayacağı konusunda farklı görüşler bulunuyor. BlackRock gibi iyimserler, ABD’deki işgücü verimliliğindeki artış gibi faktörlere dayanarak kârların artacağını düşünüyor. Ancak, yapay zeka yatırımlarının beklenen etkiyi yaratması zaman alabilir.

G7 Ekonomilerinde Kâr Oranları

Roberts’a göre, ABD’deki kârlılıkta yaşanan artışın diğer G7 ekonomilerine göre daha belirgin olduğu görülüyor. Ancak diğer ülkelerde kâr oranlarında düşüş yaşanması bekleniyor. Bu durum, küresel ekonomide durgunluğun olmadığını ancak üretkenlikteki artışın şimdilik sınırlı olduğunu gösteriyor.

2025’te Beklentiler ve Finansal Durum

Roberts’a göre, 2025 yılında dünya ekonomisinde resesyon beklenmiyor ancak üretkenlik ve yatırımlardaki artışın sürdürülebilir olup olmayacağı belirsizliğini koruyor. Avrupa, Japonya ve diğer ülkelerde büyüme durgunluğunun devam edebileceği belirtiliyor.

2025 Finansal Görünümü
2025 yılına kadar enflasyonun artması durumunda merkez bankalarının faiz oranlarını düşürmeyeceği ve borçlanma maliyetlerinin yüksek kalacağı belirtiliyor. Bu durum, zombi şirketlerin iflas riskinin artmasına neden olabilir.

Related Posts

Türkiye’nin mart ayı uluslararası yatırım pozisyonu 270 milyar dolar açık verdi

TCMB’nin açıkladığı verilere göre Türkiye’nin uluslararası net yatırım pozisyonu 270 milyar dolar açık verdi.

Deprem hasarlarından inşaat ustalarını da sorumlu tutacak düzenlemede sona gelindi

Yapı Denetim ve Deprem Mühendisliği Derneği Başkanı Nazmi Şahin, inşaat ustalarının da depremde zarar gören binalar konusunda sorumluluk altına alınacağı yeni yönetmeliğin son aşamaya geldiğini “Yapıdaki hataya neden olan usta da artık ceza alacak.” sözleriyle açıkladı.

Uçakta ayağa kalkanın cezası belli oldu

Türk Hava Yolları (THY), uçuş güvenliğini artırmak amacıyla yeni bir uygulamayı devreye soktu. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün (SHGM) yayımladığı “Yolcu Anonsları Genelgesi” kapsamında yapılan düzenlemeyle birlikte, uçağın park pozisyonuna tam …

Mevduat faizinde yüksek oranlar sabit: Banka banka 1 milyon TL’nin getirisi belli oldu

Mevduat faizleri, üç hafta önce ulaşılan yüzde 53 seviyesini koruyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın sıkı para politikası ile birlikte piyasada faiz zirvesi görülmüş olabilir. Peki şu an en yüksek faiz hangi bankada veriliyor ve 1 milyon TL’nin 32 günlük getirisi ne kadar? İşte ayrıntılar…

Otomotivde kriz büyüyor: Ford’tan sonra bir otomotiv devi daha sevkiyatı durdurdu

ABD merkezli otomotiv şirketi General Motors (GM), Çin’e ABD’den araç sevkiyatını durduracağını açıkladı. Şirket, bu kararını Çin’e ihracat yapan çalışanlarına ve bayilerine bildirdi. GM, Çin pazarında ABD’den ihraç ettiği araçları yalnızca Durant …

Her şeyi siyasallaştırmak

Herhalde içinde yaşadığımız dönemin temel hususiyetlerinden biri her şeyi siyasallaştırmaktır. Türkiye’de de son zamanlarda sıkça işittiğimiz ve en çok şikâyet edilen sorunlardan biri, siyasallaşmanın ileri boyutlara ulaşması ve toplumun siyaset eksenli kutuplaşması olduğu söylenebilir. Bu durumun Türkiye’de son yıllarda zuhur ettiği de şikayetlerin hemen ardına eklenmektedir. Fakat gerçekte siyasallaşmanın yeni bir hâdise olmadığını hatta görünürlüğünün bile son yılların eseri olmadığını fark etmek